Great Place to Work® Sertifikası™ sahibi işverenlerin dahil olduğu Türkiye’nin En İyi İşverenleri™ Listesi açıklandı. 25 Nisan 2024’te gerçekleştirilen etkinlik ile 170 organizasyon En İyi İşveren ünvanı aldılar.
İş yeri kültürü ve çalışan deneyimi konusunda küresel otorite olan Great Place To Work® 2024 senesinin Türkiye’nin En İyi İşverenleri™ Listesi’ni açıkladı. Bu yıl, globalde 20 binin üzerinde organizasyonun nabzını tutan Great Place To Work®, Türkiye raporu için bilgi teknolojileri, üretim, finans, perakende, ilaç ve diğer sektörlerden 600’den fazla şirketi analiz etti. Yılın En İyi İşverenleri™ Listesi, bu 600’ün üzerindeki şirketteki iş yeri kültürü ve çalışan deneyimini ölçümleyen Trust Index™ anketine dahil olan 160 bin çalışanın yanıtlarına göre oluşturuldu. Çalışan deneyiminin tüm çalışanlar için tutarlı seviyede pozitif bir deneyim olması anlamına gelen “For All™” kriterlerinde en iyi performansı gösteren şirketler listede yer buldu.
Yılın En İyi İşverenleri™ Listesinde yer alan şirketlere ödülleri 25 Nisan 2024’te The Grand Tarabya Otel’de gerçekleştirilen etkinlikte takdim edildi. Bu yıl organizasyonların çalışan sayısına göre altı kategori üzerinden açıklanan listenin, 10-49 Çalışan Sayısı kategorisi, 50-99 Çalışan Sayısı Kategorisinde, 100-249 Çalışan Sayısı Kategorisinde, 250-499 Çalışan Sayısı Kategorisinde, 500-999 Çalışan Sayısı Kategorisinde ve 1.000 Üzeri Çalışan Sayısı Kategorisindeki şirketler yer aldı.
Eyüp Toprak: “Stresi iyi yöneten şirketler fark yarattı.”
Ödül töreninde bu yılki sonuçları değerlendiren Great Place To Work® CEO’su Eyüp Toprak: “Great Place To Work Türkiye olarak 12. yılımızı geride bırakıyoruz. Her yıl global çapta sahip olduğumuz kurum kültürü ve çalışan deneyimi uzmanlığı ile organizasyonların sürdürülebilir başarısı için çok değerli iç görüler ortaya koyuyoruz. Bu yıl Türkiye’de çok zor bir yılı geride bıraktık. Seçim, hiper enflasyon, genel umutsuzluk hali gibi sebeplere bağlı olarak bir önceki seneye göre genel güven endeksinde dört puan gerileme gözlemliyoruz. Yani en iyi işverenlerde de standart şirketlerde de çalışanlar yüksek stres seviyesine sahip. Tek fark, en iyi işverenler bu stresli durumu inovatif yaklaşımlarla, etkin liderlik uygulamalarıyla, açık iletişimle ve refah programlarıyla yönetmeyi başardı. Yani bu yılki gibi kriz dönemlerinde, çalışanlarına güvence altında hissettirmeyi başaran şirketler, bu krizi daha başarılı yönettiler.” dedi.
Bu yıl çalışanlar, “Şirketim kendi konumunu korusun.” dedi
Toprak raporun çarpıcı sonuçlarına ilişkin ise şunları belirtti: “Bu yıl gerçekleştirdiğimiz analizlerin en şaşırtıcı sonuçlarından biri de ilk beş şirkette dahi çalışanların şirketten beklentisindeki değişiklik oldu. Geçtiğimiz senelerdeki analizlerimizde çalışanlar, şirketlerinin topluma değer katmasını önemserken, bu seneki çıktılarımıza göre krize bağlı olarak iş kaybı yaşamamak için şirketin kendi konumunu, sağlamlığını korumasının daha önemli olduğunu dile getirdiler.”
Ekonomik refah önemli ama harika iş yeri algısında belirleyici değil
Bu yıl organizasyonların en çok zorlandıkları konulardan birinin maaş düzenlemesi olduğunu da belirten Toprak, “Şirketler maaşları arttırsa da pazardaki fiyat artışı alım gücünü düşürdü. Fakat yüksek maaş politikasına sahip olmayan şirketlerin çalışanları mutsuz demek doğru değil. En iyi işveren unvanına sahip şirketlerdeki liderler, insan odaklı tutumla, değerle, kültürle, sağladığı eğitimlerle bu olumsuz algıyı kompanse edebiliyor. Şirketler, iş-yaşam dengesine odaklanarak, sosyal yan haklarda fayda sağlayarak çalışanlarının deneyimini pozitif yönde geliştiriyorlar.” dedi.
Araştırma sonuçlarına göre, standart şirketlerde en çok göze çarpan konunun performans sistemi konusundaki memnuniyetsizlik olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çalışanlar, sosyal yan hakların yetersiz olduğunu yeterli sisteminin adil bir şekilde işlemediğini düşünüyor. Etkin performans sistemi konusu, en iyi işverenlerde de geliştirilmesi gereken bir alan olarak öne çıkıyor.
Yönetici kendi inanmadığı konulara çalışanı da inandıramıyor
Analizlerimizin bir diğer önemli göstergesi ise yetkin liderliğin ne denli önemli olduğu. Y kuşağı ve Z kuşağı gibi genç kuşak yaş grupları detayında; standart, Great Place To Work-Sertifikalı™ ve En İyi İşveren listesinde yer alan şirketler özelinde ayrı ayrı yapılan değerlendirmeler, bu şirketler arasındaki en büyük farkın “yetkin yöneticiler” olduğunu ortaya koyuyor. Toprak, bu konuyla ilgili ise şunları dile getirdi: “Yönetici pozisyonundaki kişilerin vizyonu, kurum kültürü ile örtüşmüyorsa, bu birliktelik ya uzun soluklu olmuyor ya da yönetici kendi inanmadığı şeye çalışanı da inandıramıyor. Yüksek güven temeline dayalı kurum kültürü ve etkin liderlik pozitif bir çalışan deneyimi için en önemli iki unsur. Sözünü tutan, çalışanları paydaşı olarak gören, açık iletişim kuran, tutarlı, saygılı, insan kayırmayan, kapsayıcı liderlik çalışanların duygusal ve psikolojik dalgalanmalarının daha etkin şekilde yönetilmesini sağlıyor. “