Umut Çelik / Business World Global Yazı İşleri Müdürü
Türk vatandaşlığı almak için 400 bin dolara ev alan yabancıların vatandaşlığı kaptıktan sonra evlerini satarak Türkiye’den ayrıldığı ortaya çıktı. Yabancıların 400 bin dolara aldıkları evleri yaklaşık 1 milyon dolara sattığı öğrenildi.
Özellikle Karadeniz bölgesinin gözbebeği olan sevgili Araplar için vatandaşlığı almak için üç yıl konutu satmama şartı var. Şimdi o üç yıl şartını dolduranlar vatandaşlığı garantileyenler satıp gidiyor. 500 bin liraya aldığı evi 3 milyon liraya satıp gidiyor. Bence temiz ticaret.
Yabancıya konut satışı değil ancak yakın zamanda 250’den 400 bin dolara yükseltilen ev alma karşılığı vatandaşlık dağıtma işine bir son verilmeli. Ha illa yapacaksak, ABD gibi 1 milyon dolarlık yatırım yapana (ev alana değil, istihdam yaratana) o yatırımı belirli süre koruması koşuluyla geçici vatandaşlık verilebilir.
Senin ülkende kendi vatandaşın bir büyükşehirde merkezi bir yerden 3+1 bir evi 5 milyon liraya satın almak için yaklaşık 15 yıllık bir asgari ücrete denk gelen bir meblağ ödemesi gerekirken, Lüksemburg’da asgari ücretle çalışan bir işçi yaklaşık 2 yıl içerisinde senin alamadığın o evi alıp yatırım yapabilir. Ki bu da alım gücünün yabancılar arasında çoğalıp onları senin ülkende ev sahibi yaparak seni de onların kiracısı konumuna getirir.
Kiracı kavgaları ve mahkemelerdeki bu kadar karmaşanın sebebi de budur.
Konut yoluyla, oturum ve vatandaşlık almayı hedefleyerek, Türkiye’yi basamak olarak kullanabilecek insan grupları belli; Irak, İran, Pakistan, Afganistan, Lübnan, Filistin, Ve Suriye başta olmak üzere modern dünyada ‘devlet’ unvanı bulunmayan yarı-kabilelerin, gelişmemiş ve çok az gelişmiş, kaynağı belirsiz kazanç ile ülkemizde soluğu alan vatandaşları.
Şimdi bunların ülkeye getireceği paradan bir hayır gelmez, hem ülkeye uyum sağlayamıyorlar. Hem de kısıtlı kaynaklarımızdan tutun, konut stokunu kadar israf etmiş oluyoruz. Evet bu ülke vatandaşlarının akıttığı bir damla su bile bizim ülkemiz adımıza israftır ve kayıptır. Üstelik ülkenin görünümünü “Avrupa-Asya arasındaki köprü” gibi, eşsiz bir tanımdan, Arap sığınmacı yuvasına çevirdiler. Bu sebepledir ki, Türk vatandaşları zengin-fakir fark etmeksizin artık Schengen vizesi alamıyor.
Yunanistan, Portekiz ve İspanya gibi ‘Golden Visa’ sistemi kuramadığımız için pazarda satılır gibi Türk pasaportu dağıttığımız o Araplar şimdi ucuza aldıkları evleri satıp, lüks arabalarına binip gittiler.