Umut Çelik / umut@businessworldglobal.com
L’Oréal, sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık hedeflerini “Herkes İçin Güzellik” ve “Her Birimiz İçin Güzellik” anlayışıyla harmanlıyor.
L’Oréal Grup, “Gelecek için L’Oréal” isimli sürdürülebilirlik programı ile gezegenimizin sınırlarının aşılmaması için gereken somut adımları atıyor ve bu adımların her birini ölçümlüyor. Sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık hedeflerini “Herkes İçin Güzellik” ve “Her Birimiz İçin Güzellik” anlayışıyla harmanlayan L’Oréal Türkiye’nin yeşil devrimi gerçekleştirmek adına yaptığı çalışmaları, L’Oréal Türkiye Kurumsal İlişkiler ve Etkileşim Direktörü ve Ülke Sürdürülebilirlik Lideri İrem Karaoda Tanrıkulu paylaştı.
“Sürdürülebilirlik programımızın diğer programlardan en büyük farkı, kapsayıcılığı.”
2030 hedeflerini içeren “Gelecek için L’Oréal” sürdürülebilirlik programının en büyük özelliğinin ve benzerlerine göre farkının, kapsayıcılığı olduğunu belirten Tanrıkulu, “Sadece L’Oréal Grup etki alanını değil tüm değer zincirimizi ve tüm paydaşlarımızı içeren programımız, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerindeki 17 maddenin 16’sını kapsıyor. Programdaki taahhütlerimizin temelini, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Bilim Topluluğu tarafından belirlenen ve aşılması durumunda gezegenimizin insanlık için uygunluğunu zedeleyecek ‘Gezegenimizin 9 Sınırı’nı baz alarak belirledik. Bu sınırların aşılmaması için gereken somut adımları atmayı ve her birini ölçümlemeyi önceliklendirdik. Kendi iş yapış şeklimizi, gezegenimizin sınırlarına saygı duyarak dönüştürmek, kendimizle sınırlı kalmayarak tüm iş eko-sistemimizi sürece dahil etmek ve dünyanın acil çözüm gerektiren çevresel ve sosyal sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak ana prensipleri ile iddialı taahhütlerde bulunuyoruz.” dedi.
“5 başlık altında, yenilikçi ve cesur taahhütler ortaya koyuyoruz.”
İrem Karaoda Tanrıkulu, program kapsamında 5 başlık altında, yenilikçi ve cesur taahhütler ortaya koyduklarını vurguladı ve şunları söyledi: “İklim konusunda 2025’te tüm üretim tesislerimizin %100 yenilenebilir enerji kullanılarak karbon nötr olmalarını hedefliyoruz. Su alanında tüm formüllerimizin su eko-sistemlerine saygılı olmasını garantileyerek, endüstriyel süreçlerde kullandığımız suyun %100’ünü yeniden kullanıma kazandırmış olmayı ve tüketicilerin ürün kullanımı için olan su tüketimlerini %25 azaltmayı taahhüt ediyoruz. Biyo-çeşitlilik için 2030’a kadar içerik ve ambalaj malzemelerimizin %100’ü, sürdürülebilir kaynaklardan elde edilecek ve takip edilebilir özellikte olacak. Bunların hiçbiri ormanların tahribatına yol açmayacak. Doğal kaynaklar alanında 2030 yılı itibarıyla formüllerimizdeki içerik maddelerinin %95’i biyolojik temelli olacak, minerallerden veya döngüsel süreçlerden elde edilecek. 2025 yılına kadar plastik ambalajlarımızın %100’ünü yeniden doldurulabilir, yeniden kullanılabilir, geri dönüşüme kazandırılabilir hale getireceğiz. Üretim tesislerimizdeki atıkların %100’ü geri dönüşüme ve yeniden kullanıma kazandırılacak. Toplumsal fayda kısmında dünyada dezavantajlı 100.000 kişiye istihdam sağlayacağız. 3 milyon kişi, L’Oréal markalarının sosyal programlarından (suya erişim, eğitime ve mesleki eğitime erişim gibi) yararlanıyor olacak. L’Oréal, dünyanın acil sorunlarının çözümüne katkı sağlamak için kadınların güçlendirilmesine ve doğanın yenilenmesine 150 milyon euro fon ayırdı. Fondan, Türkiye’de 2 STK’nın (Kamer Vakfı ve İmece insiyatifi Derneği) projelerine de destek aldık.”
L’Oréal Türkiye, tüketicilerini daha sürdürülebilir seçimler yapmaya davet ediyor
Gerçekleştirdikleri marka bazlı çalışmalara da değinen Tanrıkulu, “Garnier, tüketicilerin daha sürdürülebilir seçimler yapmalarını ve bilinçlenmelerini sağlamak hedefiyle ‘Çevresel ve Sosyal Etki Etiketleme Sistemi’ni geliştirdi. Bu sayede tüketicilerin daha sürdürülebilir tüketim tercihleri yapmalarına yardımcı olmayı hedefliyoruz. Bu yeni etiket tasarımı, ürünlerimizin çevresel ve toplumsal etkileri ile ilgili eksiksiz ve şeffaf bilgileri tüketicilerimize sunarak gerçek anlamda bir farkındalık yaratıyor. A’dan E’ye kadar -A en yüksek pozitif etki olacak şekilde- bir değerlendirme skalası var. Bu yenilikle de sektörde öncü olduğumuz için gurur duyuyoruz. Diğer yandan, çevresel yenilik şirketi Gjosa iş birliğiyle Water Saver isimli bir duş başlığı geliştirdik. Water Saver başlığı ile saçtaki şampuanı arındırmak için 7 litre yerine sadece 2,4 litre su kullanmak yeterli. 100.000 güzellik salonunun L’Oréal Water Saver teknolojisini kullanması halinde 6,8 milyar litreye kadar su tasarrufu sağlanabiliyor. Carbios isimli start up’ın geliştirdiği enzimatik teknolojisini kullanarak, sonsuz kez geri dönüştürülebilen ilk plastik ambalajı hayata geçirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Parfüm çeşmesi gibi teknolojik servislerle de refill (yeniden doldurulabilir) ürünlerin yaygınlaşmasını ve kullanımını hızlandırıyoruz. İstanbul Üretim Tesisimizde endüstriyel suyun %100’ünü geri dönüştürmeye hazırlanıyoruz. Her yıl 10 milyon litre, yaklaşık 53.000 İstanbullunun 1 günlük su tüketimine eşdeğer su tasarrufu sağlayacağız.” dedi.