Umut Çelik / Business World Global Yazı İşleri Müdürü
Türkiye’deki özel üniversitelerin yarısından fazlası son 15 yılda hayatımıza girdi. “Her ile bir üniversite” sloganıyla teşvik edilen özel üniversiteler, ihtiyaca bakılmaksızın hemen her kentte adeta mantar gibi türedi. Özellikle İstanbul’da her iki metrobüs durağından birine denk gelen bu üniversiteler vasıfsız mezunlarla ‘diploma kirliliğine’ neden oluyor.
Çoğu zaman kendisine ait bir yerleşkesi olmadan, bir apartmanda eğitim hayatına başlayan bazı üniversiteler öğrencileri müşteri olarak görmeye başlayınca büyük tepki çekti. Eğitimi değil, kazancı önceleyen bazı özel üniversiteler akademinin kanayan yarası haline geldi. Bu dertten muzdarip olan asıl kesim ise sanayiciler.
Üniversite sayısındaki artış, üniversite mezunlarındaki işsizliği artırdı. Kalifiye-yetişmiş nitelikli eleman sorunu her ülkede önemli sorun haline geliyor. En büyük sıkıntı ise sanayi sektöründe yaşanıyor. Sanayideki kalifiye eleman sorunu büyümeye devam ediyor. Gençler sanayiden uzaklaşırken, açılan istihdam kurslarında da kapasite dolmuyor.
Üniversite mezunlarının kendi eğitim alanında iş bulamaması tamamen diplomalı işsiz ordusu yarattı. Üniversitelerden mezun olan ya da mevcut işsiz olan gençlerin birçoğu masa başında çalışmak istiyor Fabrika yerine evden bilgisayar başından çalışacakları daha esnek işler arıyor. İmalat sanayinde kalfalık-ustalık gibi mesleklerin yüzüne bakan yok. Gençlerimizin mesleki eğitim almaması, kalifiye elaman yetiştirme konusundaki eksiklikler sonucu vasıfsız işçilerle yapılan işler kaliteyi ciddi anlamda düşürmekte. Toplumdaki ekonomik sıkıntıların temel sebebi üretmemektir. Üretebilmek için ise işi bilmek gerek.
Kalifiye eleman bulunmazsa sanayide büyük kayıplar olur. Sektörde yeterli eleman çalışmazsa üretim düşer. Az üretim olur. Bu sefer fiyatlar yükselir ve toplumun tamamı bundan etkilenir. Bu gidişle MBA yapmış çay ocaklarını görmemiz hiç de şaşırtıcı olmaz. Peki, birkaç sene sonra LinkedIn’daki MBA, PhD’li arkadaşlardan çayı şekersiz mi isteyeceğiz?