“Hukuk” kelimesi, Arapça kökeninde “haklar” demektir. Dolayısıyla hukuku bilmek, hukuku konuşmak aslında haklarımızı bilmek ve konuşmanın ta kendisi.
Bir toplum için en önemli konulardan biri olan hukuk konusu ile ilgili bizlerde hem genç, hem dinamik, hem de girişimci bir karaktere sahip avukat Elif Engin ile EAS Partners olarak verdikleri hukuk hizmetleri, kariyerine nasıl başladığı ve nasıl çeşitlenerek devam ettiği üzerine keyifli bir sohbeti siz okuyucularımız için kaleme aldık.
Elif hanım, öncelikle bu avukatlık mesleğine ilgi nereden geliyor ve kendi hukuk büronuzu kurma süreci nasıl gelişti, kısaca bilgi verebilir misiniz?
Elbette. Avukatlık mesleğine ilgim ve “ben avukat olmak istiyorum” demeye başlamam aslında lise yıllarına uzanıyor.
Galatasaray Lisesi’nde okurken pek çok farklı sivil toplum kuruluşunda aktif olarak görev almaya çalışıyordum ve buralarda kimi zaman insanların karşılaştığı çaresizliklerin bir kısmının hukuki çözümleri olabildiğini fark etmiştim. Sonrasında araştırmaya ve lisede olmama rağmen beni kırmayan bürolarda bir stajyermişçesine çalışarak iş hayatını deneyimlemeye çalıştım. 22 yaşında Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra dünyanın en prestijli hukuk bürolarından biri olan Amerika merkezli White&Case LLP’nin İstanbul ofisinde çalışmaya başladım. Burada gerek globalde gerek Türkiye’de oldukça ses getiren, oldukça niş ve zorlayıcı birçok projede çalışma ve paha biçilemez tecrübeler edinme fırsatım oldu. Sonrasında ise 26 yaşında oldukça girişimci ruhlu, cesur ve gençliğini her zaman bir avantaj olarak değerlendiren bir kadın olarak kendi yolumu çizme kararı aldım ve 2 ortağımla (Atakan Arslan ve M. Yusuf Sert) beraber kendi hukuk büromuz EAS Partners’ı kurduk.
Hukuk büronuzu yeni açtınız ve üzerinden 6 ay gibi bir zaman geçti. Başlarken zorlandınız mı? Bu süreçte hizmet verdiğiniz kurumsal müvekkilleriniz oldu mu?
Her işimizin ve müvekkilimizin yeri bizde özel ve ayrı ama sanırım çoğu avukat gibi biz de ilk aldığımız işimizi asla unutmayacağız. Hukuk büromuzu açmaya karar vermemiz üzerinden daha yalnızca 2 hafta geçmişti. Hatta henüz büromuzun bir ismi veya bir internet sitesi bile yoktu ki ilk danışmanlık teklifimizi verdik. EAS Partners olarak ilk işimiz ICC (Uluslarası Ticaret Odası) nezdinde görülen bir tahkim oldu ve hala duruşmaları sürüyor. Oldukça yüksek montanlı bir tahkim davası ile sektöre merhaba demek bize büyük bir sorumluluk yüklerken kendimize olan güvenimizi de tazeledi diyebilirim. Başlarken zorlandık tabii fakat bize güvenen ve işini emanet edenlerin olumlu geri dönüşleri tek tek tüm zorlukları ortadan kaldırdı. EAS Partners olarak imza attığımız en güncel işimiz ise Dünya Gazetesi’nin satışı oldu. Dünya Gazetesi’nin yeni imtiyaz sahibi Umut Güner’in gazeteyi devralmasına yönelik tüm hukuki süreci yönettik ve imzaları atarak başarılı bir şekilde işlemi kapattık. Halen gazetenin hukuki danışmanlığını sürdürüyoruz; ben ise gazete içerisinde baş danışmanı olarak özellikle dijitalleşme sürecine destek olarak devam ediyorum. Bu büyük projelerin yanı sıra, çalışma disiplinimizi ve etiğimizi görerek sürekli danışmanlık hizmeti alarak devam eden kurumsal müvekkillerimiz de elbette var, bunların başında Altınyıldız ile grup şirketleri geliyor. Biz bir ekip olarak bu yola çıkarken çok kurumsal hukuk bürolarında çalıştığımız zaman gördüğümüz yanlışları ve tabiri caizse çok onay gerektiren hantal yapıları yok sayan bir yapı kurmak istedik. Aslında, burada Mustafa Kemal Atatürk’ün önemli bir sözünü hatırlatmakta fayda var: “Hukuk, sırf akıl ve mantığa dayalı birtakım eski teorik kurallardan ibaret olmayıp, zaman ve mekanın ihtiyacına göre değişir.” Biz de bu değişen hukuku yakalayan genç ve dinamik bir ekip olmak istedik. Bizi ayıran en önemli özelliğimizin diğer ofislere kıyasla hızlı ve çözüm odaklı olmamız olduğunu düşünüyorum. Sorunları bir sıkıntı olarak değil fırsat olarak görüyoruz, bu da danışmanlık verdiğimiz şirketlere stratejik anlamda da destek olabilmemizi sağlıyor. Bu durum bizlere en çok girişim sermayeleri ve start-up şirketleri ile çalışırken avantaj oluşturuyor diyebilirim. Hayatımın her noktasında beraber büyüme fikrine inanıyorum, bunu iş hayatında kullanabilmek ve olumlu dönüşler almak beni çok motive ediyor.
Hukuk büronuzun hangi alanlarda ve ne tür hizmetler verdiğinden bahseder misiniz?
EAS Partners olarak beş kişilik ekibimiz ile ve gerektiğinde doğru paydaşlar ile işbirliğine girerek hukukun hemen hemen her alanında hizmet veriyoruz. Ancak temel hizmet alanlarımızı şirketler hukuku, banka finans işlemleri ve uyuşmazlık çözümü olarak üç ana kalem altında toplayabiliriz. Benim deneyimim ve halihazırda en çok üzerinde çalıştığım işlemler birleşme ve devralma işlemleri. Benim için hukukun en ilginç yanı onu stratejik olarak kullanabildiğimde ortaya çıkıyor. Bunu da özellikle birleşme ve satın alma süreçlerinde yaşama fırsatı buluyoruz. Bu süreçler bir hukuki değerlendirmenin yanında aslında yüksek düzeyde stratejik düşünme ve karar verme süreci de gerektiriyor. Bizim iş hayatına girişimiz ile pandemi başladı ve şimdi ise pandemi sonrası dönem, ne yazık ki savaşlar, enerji güvenliği, küresel enflasyonist baskılar, seçimler ve deprem gibi yeni risk ve belirsizlikler ile oldukça çalkantılı bir dönem yaşıyoruz. Değişim her alanda hızla gerçekleşirken bizler de modern ve dinamik bir ekip olarak yenilikçi ve hızlı çözümler sunarak danışmanlık verdiğimiz şirketlerin değişen iş ihtiyaçlarına uyum sağlamalarına destek olmaya çalışıyoruz.
Birleşme ve devralma işlemlerinde (M&A) hep alıcı tarafı mı temsil ediyorsunuz?
Hayır. Birleşme ve devralma süreçlerinde her iki tarafı da temsil edebiliyoruz. Halihazırda güncel dönem değerleme açısından alıcı tarafın lehine bir piyasa ortamı yaratıyor. Bu durum da karşımıza pazarlık sürecinin ve işlemin kapanma- sının uzaması olarak çıkıyor. Bildiğiniz üzere özellikle son dönemde daha serbest bir seyir yakalayan Türk Lirası, döviz cinsinden düşünüldüğünde Türk şirketlerinin değerlemelerini yabancı yatırımcılar için daha cazip bir hale getirdi. Bu noktada tüm dezavantajların elimine edilmesine yönelik destek olmaya değer veriyorum. Danışmanlık hizmeti verirken en iyiyi yaratma hatta yarattırma konusunda elimden geleni yapmayı görev ediniyorum.
Son olarak, genç bir kadın olarak zorlandığınız oluyor mu?
Doğru insanlar ile aynı odada olduğun sürece odadaki tek kadın olmak her zaman avantaj yaratıyor. Ben kariyer yolculuğumda hep çeşitliliği önemseyen insanlarla bir arada çalıştım. Bu büyük bir şanstı, bu şansın benim üzerimde yarattığı etkiyi gördükçe bu şansın başka kadınlar için de var olabilmesi fikrine değer veriyorum. Bu sebeple gerek iş gerek özel hayatımda tüm genç kadınların ve erkeklerin kendilerine inançlarını yükseltmek ve potansiyellerinin farkında olmalarını sağlamak için elimden geleni yapmaya gayret ediyorum.