Efe Gökçe / Business World Global Genel Yayın Yönetmeni
Bildiğimiz üzere uzun bir süredir faiz artışı değil de faiz de indirimine gidilerek, gerek dövizin gerekse enflasyonun zirvelere çıktığını hep birlikte yaşayarak gördük. Halk daha da fakirleşti, konut fiyatları üçe katladı, seçimler öncesi 19 TL olan akaryakıt fiyatları 40 TL ye yaklaştı. Yapılan hatalı hamlelerin yanlışlığını kabul etmeyen siyasiler, aksine dinden bahsederek faizin haram olduğunu dile getirerek halkın nabzını kontrol etmeye çalıştı. Oysa akaryakıta zam gelmesi demek, bütün tüketim ürünlerine zam gelmesi anlamı taşıyordu. Nitekim de aynısı oldu, gıdadan hizmete, toplu taşımadan üretime hemen her şey zamlandı. Tabi bu zam dalgasını fırsat bilerek ürünlerine haksız zamlar yapan fırsatçılarda azımsanmayacak derece de çoğaldı.
Peki ne oldu? Hükümetin başındaki siyasilerimiz baktılar ki olmuyor, halktan sesler daha da yükselmeye başlayınca 2 yıl öncesine geri dönüş yapıldı. Yani “faiz haramdır ve bu yüzden faizi düşürmek gerekir” ile “faiz sebep enflasyon sonuç” savunucusu olanlar hatalarının farkına vararak bu düşünceden vazgeçerek yeniden faiz artırmaya başladılar. Bu arada faiz haramdır diye ortalıkta fetva veren showmen hocalardan da, faiz artışı sonrası ses yok oda ayrı bir komedi.
Bundan tam 29 yıl önce yine faizi düşürerek enflasyonun düşeceği inancı yapılan faiz düşürme çalışmaları sonucu, 1994 yılında büyük bir kriz olmuş ve ülke ekonomik olarak dar boğaza girmişti. Geçmişten ders alınmayarak, sadece siyasi rant için alınan kararlar ülkelere daima zarar vermiştir vermeye de devam edecektir.
Şimdi gözler bu hafta merkez bankasının faiz artış oranına çevrilmiş durumda. Benim tahminim bu hafta 400 500 baz oranında olması yönünde. Yani faiz artışı bu haftada devam edecek ve piyasalarda bir rahatlama olacak gibi duruyor. Her ne kadar döviz kurlarına gözle görünür bir yansıma olmasa da, faiz artışının ekonomiye etkisi pozitif yönde olacağı kanısındayım.
Haftaya görüşmek üzere esen kalın.