Umut Çelik / umut@businessworldglobal.com

Karmar yeni projesi Karmar Sakura ile Başakşehir’in aile konseptini Bağcılar’a taşıdı.

Bağcılar Basın Ekspres Yolu’nda inşa edilen Karmar Sakura’nın satış ofisi bugünlerde 0.69’dan başlayan düşük faiz fırsatı sunan Yeni Evim Kampanyası’nın heyecan ve hareketliliğini yaşıyor. Karmar A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Emrullah Yedikardeş ile projeyi ve konut sektörünü konuştuk.

Karmar’ı tanıyabilir miyiz?

Karmar A.Ş, inşaat, madencilik, gıda ve turizm sektörlerindeki başarısı ile Türkiye’nin en büyük 500 sanayi firması arasına giren Şimşek Bisküvi Gıda’nın grup şirketi olarak faaliyet gösteriyor. Daha önce Fera Life, Fera Business, Prestij Konakları isimli projeleri tamamladık. Şimdi de Bağcılar Basın Ekspres Yolu’nda Karmar Sakura projesini gerçekleştiriyoruz. Sektöre yeni bakış açıları kazandıracak stratejik hedef odaklı proje anlayışımızla istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme gerçekleştiren şirketlerden birisiyiz.

Karmar Sakura projesini aileleri düşünen özel bir proje olarak yorumluyorsunuz. Bunu biraz açabilir misiniz?

Başakşehir’in aile konseptini bu projeyle Bağcılar Basın Ekspres Yolu’na taşıdık diyebiliriz. Projeye başlamadan önce ailelerin temel ihtiyaçları nedir sorusuna cevaplar aradık. Aileler en küçüğü 2+1 tipinde, ferah, kullanım alanı geniş, balkonları olan, kendisi gibi ailelerin yaşadığı, ses ve ısı yalıtımı olan, kapısının girişinden itibaren aile mahremiyetine önem veren, sosyal tesislerinde kadın-erkek ayrımı yapılan, güvenli, huzurlu, merkezi konumda yer alan konutlarda yaşamak istiyorlar. Bu konutları uygun koşullarda almak istiyorlar. Yaşarken de faturaların yüksek olmamasını tercih ediyorlar. İşte projemiz tam da bu ihtiyaçlara cevap veriyor.

Karmar Sakura, İstanbul’da gri su ruhsatlı ilk proje özelliğini taşıyormuş. Tam olarak nedir bu?

Yerden ısıtma sistemi ile yatayda bile ses izolasyonu sağlayan, komşuların birbirini görmemesi için çift duvar sistemi bulunan bir proje. Ailelerin bütçelerini rahatlatacak detaylara önem veren bir proje. Örneğin; gri su ruhsatımız var, İstanbul’da bu konuda ilk konut projesiyiz. Lavabo ve duşlarda kullanılan gri suyu arıtıp klozetlerde yeniden kullanarak, su faturalarında yüzde 25 düşüş sağlıyoruz. Yerden ısıtma sistemi ile enerji faturalarında yüzde 40 tasarruf ettiriyoruz. İnşaat malzemesinden mimari tasarımına kadar her detayıyla A sınıfı enerji kimlik belgesine uygun ki bu sadece düşük enerji faturaları için değil, bankaların kredi oranının yüzde 90’a çıkmasını sağlayan bir belgedir. Seramik dış cephe kaplaması ile rutubet oluşumunu engelleyip deprem güvenliğini artırıyoruz, rüzgarı dizginleyerek ısı yalıtımına katkıda bulunuyoruz.

Şu anda Yeni Evim Kampanyası’na dahiliz. Kredi miktarına göre faiz oranları yüzde 0.69’dan başlıyor, 15 yıla kadar vadelendirme yapılıyor. Bu uzun yıllar bulunmayacak bir fırsat. Ayrıca biz satış değeri neyse tapuda da o bedeli gösteriyoruz. Böylece ne kadar krediye ihtiyacı varsa müşterimiz o kadar kredi kullanabiliyor.

Siz aynı zamanda yüksek mimarsınız. Mesleki kimliğinizi bu projeye yansıtıyor musunuz?

Mesleki kimliğim, projenin çevreci mimari özelliklerde kendini gösterdi diyebilirim. Çünkü dünyada kaynaklar kısıtlı, tüketiyoruz, aynı hızla yerine koyamıyoruz. Suyu, havayı, enerjiyi, bitki örtüsünü tüketiyoruz. Bu nedenle kaynakları verimli kullanmak, sürdürülebilir mimariyi esas almak zorundayız. Az önce bahsettiğimiz çevreci detaylar hassas olduğumuz konular.

Projenizde mahalleye bir çarşı kazandıracağınızı belirttiniz. Tam olarak bahseder misiniz?

Ayrıca projenin bulunduğu bölgeye kimlik katması gerektiğine inanıyorum. Mesela projede planlanan 4 bin metrekarelik yeşil alan, mini bir Millet Bahçesi’ni site içine taşıyor. Bitki örtüsü ve ferahlığı ile mahallenin de havasını değiştirecek olan yeşil park alanı, site sakinlerinin ortak kullanımına açık. 57 adet ticari ünitesi olan bu projeyle 80 bin nüfuslu mahalleye bir çarşı kazandırıyoruz.