Efe Gökçe / efe@businessworldglobal.com
IQ PARTNERS Teknoloji Eğitim ve Ar-Ge Danışmanlık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ferkan Çelik, Türkiye’nin global pazarda büyük oyuncu olabilmesi için ileri teknoloji tabanlı ürünler üretmesi gerektiği üzerinde önemle duruyor. Biz de Çelik ile Ar-Ge, Teknopark, OSB, İnovasyon, Turquality ve 2023 vizyonunu konuştuk.
Teknolojinin baş döndürücü bir hızla ilerlediğini; aynı zamanda yeni teknolojilerin çok çabuk eskidiği ilginç bir çağda olduğumuzu söyleyen Dr. Ferkan Çelik “Ticaretin sınır tanımadığı bambaşka yeni dünya düzeninde işletmelerin rakipleriyle yarışabilmesinin ve sürdürülebilir büyüme modellerinin en önemli itici gücü Ar-Ge ve inovasyondur. Ar-Ge ve inovasyonun sözlük anlamlarından önce günümüzde akla ilk getirdiği çağrışım ‘Yeni ve Yenilikçi Ürün Ya da Hizmet’tir. İnovatif ürün geliştirebilenler fiyat belirleyicisi olma yetisini elinde bulundurmaktadır. Dünyada ürün ve hizmet çeşitliliği oldukça fazla olan ülkelerin ve işletmelerin öne çıkabilmeleri için tüketicisinin sorunlarını ya da ihtiyaçlarını öncelikle iyi analiz ederek uygun yeni ürün ya da hizmet teminini hedef almaları gerekmektedir. Söz konusu yeni ürün ya da hizmet yarattığı farklılık ile tüketicinin dikkatini çekecek, ithalat ve ihracatları gerçekleşecek, kâr sağlayacak, istihdam sağlayacak ve küresel piyasada ülke/şirketin rekabet gücünü artıracaktır. Bu katma değerin sağlanması ise günümüzde iki kavramı öne çıkarmaktadır: Ar-Ge ve İnovasyon” diyor.
“TÜRKİYE, AR-GE’DE SON YILLARDA GÜÇLÜ BİR ATILIM GÖSTERDİ”
Türkiye’nin modern sanayi, ticaret ve geleneksel tarım sektörlerinin karışımından oluşan dinamik bir ekonomiye sahip olduğunu anlatan Çelik “Son yıllarda otomotiv ve savunma sanayisi önemli bir gelişme göstermiştir. Buna bağlı olarak Türkiye’nin Ar-Ge ve inovasyon değerleri; gelişmiş ülkelere göre geride kalsa da son yıllarda güçlü bir atılım göstermiştir. Ülkemizde son 15 yılda Ar-Ge faaliyetlerini artırmak, özel sektörün ilgisini geçmişe nazaran yoğun olarak Ar-Ge faaliyetlerine odaklamak üzere; önemli ve kilometre taşı değerinde politikalar geliştirilmiş ve mali teşviklerden oluşan düzenlemeler yapılarak hedefler belirlenmiştir. Bu amaçla bir yandan kamu tarafındaki Ar-Ge kaynakları artırılırken; diğer yandan özel sektörün Ar-Ge faaliyetlerine yönelik kapsamlı teşvik ve hibe programları geliştirilmiştir. Özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca yürütülen 5746 sayılı kanunla araştırma geliştirme alanında; ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını, üretim maliyetlerinin düşürülmesini, teknolojik bilginin ticarileştirilmesi gibi konular hedeflenmektedir” diyerek Ar-Ge faaliyetlerinin öneminden bahsetti.
FİRMALAR UYGUN DESTEK VE TEŞVİKLERDEN YARARLANABİLİYOR
Eş zamanlı olarak, ülkemizde başta KOBİ’ler olmak üzere ülkemizde faaliyet gösteren tüm firmalar için ihracatın, yatırımların ve istihdamın artırılması, bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması gibi amaçları gerçekleştirmek için çeşitli kurumlar tarafından destek mekanizmalarının da uygulandığından bahseden Dr. Ferkan Çelik “Teşvik uygulamaları bölgesel ve sektörel önceliklere göre gerçekleşebildiği gibi bölgesel bir farklılık gözetmeden şartları sağlayan kurum ve kuruluşların başvurabileceği şekilde de gerçekleşebilmektedir. Günümüzde devlet destekleri çok çeşitli alanlarda geri ödemeli veya geri ödemesiz (hibe) fonlamalar ve muafiyet sistemleri ile destek sunmaktadır. Günümüzde Ticaret Bakanlığı, KOSGEB, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK, Kalkınma Ajansları, Tarım ve Orman Bakanlığı gibi birçok kurum tarafından firmalara çeşitli destek, hibe ve teşvikler sağlanmaktadır. Bakanlıkların sağladığı destekler; genel destekler ve çağrıya açık destekler olarak ayrılabilmektedir. Sağlanan destekler belirli dönemlerde kapanabilmekte ve firmaların ihtiyacına yönelik başka destekler açılabilmektedir. Firmanın ihtiyaçlarına göre sağlanan bu destek ve teşviklerden yararlanılabilmesi için her kurumun kendine özgü niteliklerini göz önünde bulundurarak başvuru koşullarını sağlaması halinde belirtilen süreler içerisinde başvurularını yapmaları hibe ve desteklerden faydalanabilmeleri konusunda ilk adımı oluşturmaktadır. Başvuru koşullarına uygunluk gösteren firmalar programlara başvuru sağlayarak özniteliklerine uygun destek ve teşviklerden yararlanabilmektedir” dedi.
“ÇEVİK BİR İŞ ORTAĞI OLARAK DEĞER ÜRETİYORUZ”
IQ&Partners’ın ‘Glokalden Globale’ vizyonu ışığında, ülkemiz şirketlerinin başarısı ve sürekliliğine katkı sağlamak amacı ile reel sektör dinamiklerine uygun global dünyada kalıcı olmak isteyen işletmelerin yapacakları yatırımlar için gerek duydukları finansal kaynaklara mevzuatların karışık yapısında kaybolmadan birlikte değer üretmek için kurulduğunun altını çizden Yönetim Kurulu Başkanı Çelik “Teknoloji ve inovasyon alanlarındaki küresel gelişmeleri takip eden, ilham veren, vizyon sağlayan, birlikte öğrenerek gelişen, öğreten ve uygulayan; dinamik entelektüel sermayesini topluma yaygın etki sağlamak amacıyla paylaşan tarafsız, çevik bir iş ortağınız olarak firmalarımıza değer üretmekteyiz. Aynı zamanda İşletme faaliyetleri kapsamında ihtiyaç duyulan finansman kaynağına yönelik hangi devlet desteğinin nasıl alınabileceği, yurt içi ve yurt dışı fon sağlayıcılarla nasıl irtibat kurulacağı hususlarında gereken analiz çalışmaları yapılarak etkili sonuçlar alınmasına katkı sağlamaktayız” ifadelerini kullandı.
“AR-GE, İNOVASYON VE MARKALAŞMA KONUSUNDA BİR SEFERBERLİK DÖNEMİ OLARAK GÖREN BİR FİRMAYIZ”
Ülke olarak her alanda milli ve yerli üretim için seferber olmamız gereken bir dönemde olduklarını söyleyen Dr. Çelik “Özellikle bilimin, teknolojinin ve üretimin yerli ve milli temellere dayandırılması için rehberlik yapıyoruz. Ar-Ge ve inovasyon kültürünü, aynı zamanda işe bakış ve iş yapış biçimlerini temelden etkileyecek çözümler yaratıyoruz. Kamu ve özel sektördeki müşterilerimize farklı ve güçlü projeler üretiyoruz. İçinde bulunduğumuz bu dönemi Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma konusunda bir seferberlik dönemi olarak gören bir firmayız. Bu seferberlik çerçevesinde KOBİ ve KOBİ üstü firmalarımıza, yapmış olduğumuz teknolojik dönüşüm yönetim danışmanlığı alanında hizmet verdiğimiz iş ortaklarımıza maksimum faydayı sağlamayı hedefliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.