Business World Global

Çocukluk çağı epidemisini durdurmak mümkün mü?

Çocukluk çağı epidemisini durdurmak mümkün mü?
25 Ocak 2023 - 3:14

Selim Parlak-Aba Akademi Danışmanlık Eğitim Araştırma Merkezi (ABADEMY) Kurucusu

Sevgili okurlar yazıma J.D. Salinger’ın Çavdar Tarlasında Çocuklar romanından bir alıntı ile başlamak isterim “Sürekli çavdar tarlasında ki büyük alanda oyunlar oynayan tüm bu küçük çocukları hayal etmeye devam ediyorum. Binlerce küçük çocuk ve etrafta kimse yok, büyük kimse yani ben hariç. Çılgın bir uçurumun kenarında duruyorum. Yapmam gereken şey, eğer birileri uçurumu geçmeye başlarsa hepsini yakalamak. Yani eğer koşuyorlarsa ve nereye gittiklerine bakmıyorlarsa bir yerden çıkıp onları yakalamam gerekiyor. Bütün gün yaptığım şey bu. Ben sadece çavdar tarlasının avcısı olurdum. Çılgınca olduğunu biliyorum, ama gerçekten olmak istediğim tek şey bu”

Evet benim de bütün gün yapmaya çalıştığım şey tamda bu. Bu epideminin hızını yavaşlatmak için savaşmak.

DAVRANIŞSAL VEYA ÖĞRENME SORUNLARI OLAN MİLYONLARCA ÇOCUK VAR

Fonksiyonel beyinleri olmadığı için tam olarak fonksiyonlarını yerine getiremeyen çocuk sayısında endişe verici bir yükseliş yaşıyoruz. Farkında mıyız acaba?

Çağımızın en önemli sağlık meselesi ile karşı karşıyayız. Sadece bir nesil önce, otizm, Amerika Birleşik Devletleri’ nde doğan her 10.000 çocuğun yaklaşık 1’ inde görülen nadir bir hastalık olarak kabul edilirdi. Bir aralar 150 çocuktan 1’ine otizm teşhisi konuyordu. Bugün, otizm spektrum bozukluğu tanısı alan çocukların oranı, her 44 çocuktan 1’ i deniliyor. Ciddi seviyede dikkat, davranışsal veya öğrenme sorunları olan milyonlarca çocuk var. Her gün binlerce kişide otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), disleksi, obsesif kompulsif bozukluk veya beyinde bir şeyin yolunda olmadığını doğrulayan diğer korkutucu durumlar teşhis ediliyor. Bu bağlamda Fonksiyonel Bağlantı Kopması Sendromundan (Functional Disconnection Syndrome-FDS) bahsetmezsek olmaz diye düşünüyorum.

ÇOCUK BÜYÜDÜKÇE, BALANS BOZUKLUĞU DAHA BELİRGİN HALE GELİR

Beyindeki alanlar, özellikle beynin iki hemisferi, elektriksel olarak dengeli veya senkronize çalışmaz. Bu elektriksel dengesizlik, iki hemisferin bilgiyi paylaşma ve entegre etme yeteneğine müdahale eder yani beyin bir bütün olarak işlev göremez. Sonuç, beyin balans bozukluğu olan bir çocuğun beyninin daha fazla işleyen bölgesi veya tarafı ile ilişkili normal veya alışılmadık derecede iyi becerilere sahip olması ve beynin az aktif bölgesi veya tarafı ile ilişkili olağandışı derecede kötü becerilere sahip olmasıdır. Sorun ortaya çıkıyor, çünkü beynin bir tarafı diğerinden daha hızlı olgunlaşıyor. Çocuk büyüdükçe, bu balans bozukluğu daha belirgin hale gelir ve iki hemisfer asla bir olarak işlev göremez. Beyin fonksiyonel olarak ayrılmıştır. Bağlantısızlığı düzeltin – yani beynin olgunlaşmamış tarafını diğer tarafa yakalatın ve semptomlar ortadan kalkacaktır. Bozukluk da öyle. (Alıntı; Fonksiyonel Bağlantısız Çocuklar Kitabı)

Nörodavranışsal bozukluklarla ilgili kaynakları taramak, çocuğun beyninde neler olduğunu açıklayabilecek iyi ve doğru bilgiyi araştırmak gerekir. Kimyasal dengesizlikler, bizi çevreleyen ve her gün fazlasıyla maruz kaldığımız toksinler, genetik konusu, ilaçların gücü, nörolojik bakış, umursamadığımız KBB ve göz muayeneleri önemlidir.

HER ÇOCUK KARMAŞIKTIR VE GENELLİKLE VÜCUDUN HER SİSTEMİNE BAKMAK GEREKİR

Einstein deliliğin tanımını anlatırken, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç beklemektir demiş. Meseleye bütüncül bakmak şarttır. Eskiden beri yaptığımız şeyleri değiştirerek ve derinleştirerek vakalara bakmak esasında gitmek en önemli detayı oluşturmakta aslında. Ve her vakayı kendi özünde değerlendirmek ve ona göre müdahale protokolü sistemi oluşturmak gerekir. Her çocuk karmaşıktır ve genellikle vücudun her sistemine bakmak gerekir. Ana sorun olarak görünen şeylere odaklanarak bir çözüm aramak yerine diğer konulara yani altta yatan nedenin ipuçlarına yardımcı olabilecek sorunlara bakmak gerekir. Bu çocukların çoğunun duyusal, motor, bilişsel, akademik, duygusal ve bağışıklık zorluklarının yanı sıra metabolizma ve sindirim problemlerini içeren birçok farklı semptomun bir kombinasyonuna sahip olduğunu görebiliriz.

ABLLS PROGRAMININ GÜCÜNDEN FAYDALANMAK DA ESASTIR

Çocuğun bireysel semptomlarına hitap eden bir dizi duyusal-motor ve duyusal akademik egzersiz yoluyla diğer tarafı etkilemeden beynin yavaş tarafını uyararak gitmelidir. İki tarafın bütünleşmesini ve bir bütün olarak çalışmaya başlamasını sağlamak için ABLLS programının gücünden faydalanmak da esastır. ABLLS (The Assessment of Basic Language and Learning Skills); Temel dil ve öğrenme becerilerini 25 beceri alanına ayırarak kendi içinde de hiyerarşik biçimde alt basamaklarını en ince detaylarına kadar kapsadığı için Amerika’da tüm ABA uzmanlarının eğitim programlarını yazarken en çok kullandığı, kendine özel bir materyal kiti olan değerlendirme programıdır. Bu programa ebeveynleri de dahil etmek gerekir. Çünkü onlar çocuklarının fonksiyon bozukluğunun doğasını iyi anlamış değildir. Çocuklarında neyin yanlış olduğunu ve neden bu şekilde davrandıklarını birçoğu okumaya vakit ayırmadıkları için anlayamıyorlar.

BİRLİKTE KAZANDIĞIMIZ SAVAŞIN ZAFERİNİ BİR KERE DAHA KUTLUYORUZ

Günümüzde bundan daha önemli bir sosyal konu yok. Ülkemizin ve dünyamızın geleceğini tehdit eden, çocuklarımızın gelişen beyinlerine olanlardan daha büyük bir sorun yok. Müdahale protokolü sistemi bu sorunu durduracak bir programdan oluşmakta. 2003’ten beri bu bozuklukların tanısı konmuş çocuklarla çalışıyorum ve tüm semptomlarla savaşabilieceğimize inanıyorum.

Çocuklarımızın ailelerini mutlu edebiliriz. Gün geçtikçe uzaklaştıkları sosyal hayatlarına geri dönmelerini sağlayabiliriz. Semptomları azalan, tipik akranlarıyla birlikte eğitim almaya başlayan çocuklarımızı programımızdan mezun ederek zafere ulaşıyoruz. Tabi ki ailelerimizle mezun olsalar da iletişimimiz devam ediyor. Zaman zaman hala bir araya geliyoruz. Onlarla mezunlar kahvaltılarında, eski huzursuz günleri yad edip, birlikte kazandığımız savaşın zaferini bir kere daha kutluyoruz. Geleceğe, güçlü, umutlu bakabiliyoruz.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları businessworldglobal.com'a aittir, haberleri kopyalamayınız.