Business World Global

Şirketlerin en değerli hazinesi bilgi ve tecrübe

Şirketlerin en değerli hazinesi bilgi ve tecrübe
04 Ağustos 2021 - 11:58

Yaşlılıkta, tecrübelerle kazanılan yaşamsal bilgiler dahi unutulabiliyor. Benzer bir şekilde şirketlerde de bu tecrübeler, yaşlanan nüfusa paralel olarak daha hızlı kaybolup gidebiliyor. Şirketin en değerli hazinesi olabilecek bu bilgi ve tecrübe kayıplarını önlemek için şirketlerin teknoloji yatırımlarıyla şirket hafızası yaratmaları gerekiyor. Bu bilgileri yeni nesil çalışanlara, kurulan veri merkezleri üzerinde çalışan IoT platformları, AR ve VR teknolojileriyle daha kalıcı, ihtiyaç duyulduğu anda ulaşılabilir hale getirmek mümkün oluyor.

İnsanlar yaşlandıkça manevra kabiliyetleri ve hızları azalır, yaşlanan şirketlerin de aynı şekilde. Günümüz insanlarında olduğu gibi şirketlerin de değişen ve gelişen yaşam şartlarına karşı çevik tepkiler ve hızlı adaptasyonu için gereken teknolojik altyapıya sahip olması gerekiyor. Yeni gelişmelerin etkilerini analitik uygulamalarla tespit etmek, önleyici yol haritalarının ortaya çıkarılması ve hatta bunun nasıl yapılması gerektiği dahi çözülebiliyor. Yani kısaca şirketleri teknoloji ve teknolojinin sunduğu avantajlarla daha genç, çevik ve hızlı bir yapıya ulaştırmak mümkün.

Gençleşmek rekabet için zorunluluk

Birçok işletme yeni teknoloji yatırımlarının bir lüks ya da tercih olduğunu düşünse de gerek yerel gerek küresel rekabet ve hatta hayatta kalabilmek için bu yatırımların yapılarak şirketlerin genç kalması zorunlu. Bugün dünya ülkelerinin sadece IoT’ye ayırdıkları tutar yaklaşık 750 milyar dolar. Bu bütçenin en büyük payını ise 200 milyar dolar ile endüstri sektörü alıyor. Bu yatırımları yapan sanayiciler, dijitalleşmenin getirdiği rekabet, kalite, fiyat ve esnek üretim avantajlarının farkında. Yani gençleşmenin zorunlu olduğunu anlayan işletmeler hayatta kalmak için gerekli adımları şimdiden atıyor.

Hantallaşan şirketler de fırsatları krize çevirebilir

Şirketi gençleştirmek, şirket verimliliğini de artıracaktır. Değişen zamanla birlikte insanlar, sektörler ve  işletmelerin yaşam tarzları ve yaşam tarzına bağlı ihtiyaçları değişiyor. Genç bir şirket hangi alanda olursa olsun değişen koşullara daha hızlı cevap verebilir hale gelir. Yaşlı ve hantal bir şirket ise önüne gelen birçok fırsatı değerlendiremez hatta bunları daha derin bir krize dönüştürebilir. Nasıl mı? Gelecekteki taleplere hazır olmayan ve ihtiyaç anında doğru planlama yapılmadan yatırıma başlayan şirket, ihtiyaçları karşılayamayacağı gibi yapılan yatırımın da kaybedilmesine yol açar. Bu da zaten hantal olan yapıyı daha da zayıflatır. Bunun en sert örneğini de maalesef pandemide yaşadık. Pandemi öncesi otomasyon ve teknolojik altyapı yatırımlarını zamanında yapan işletmeler, bu dönemde çok daha az olumsuzluk yaşadı. Gerekli yatırımları erteleyenler ise değişim için geç kaldı ve maalesef pazar payı, prestij gibi ciddi kayıplara uğradı. Birçok işletme ise hayata tutunamadı.

Gençleşmek için sadece VR, AR ya da IoT teknolojileri yeterli değil

Gençleşmek sadece otomasyon yatırımları, VR, AR ya da IoT teknolojilerine yatırım yapmakla sınırlı kalmamalı ve günümüz teknolojisine paralel olarak artan siber saldırılara da karşı koymak zaruri. İnsanlar için yaşlanmak, hız ve kabiliyet kayıplarının yanı sıra bağışıklık sisteminin de zayıflaması anlamına geliyor, özellikle yeni tip virüs ya da bakteri kaynaklı hastalıklara karşı daha savunmasız olmak demek. Şirketler için de durum en az bu kadar kritik. Artık iç içe geçen IT ve OT ağları ile birlikte verileri paylaşarak elde edilebilecek kazanımlar nedeniyle dış dünyaya her geçen gün daha fazla açılan ağ altyapıları güvenlik ihtiyacını da artırıyor. Bugün siber saldırılarla üretim kesintiye uğratılabiliyor, hatalı üretim yapılabiliyor ya da işletme işlemez hale getirebiliyor. Tüm bu riskler mekanik ve dijital teknolojinin uçtan uça siber saldırılara karşı hazırlanması gerekliliğini de ortaya koyuyor. Siber güvenlik altyapılarını doğru kurgulayan şirketler dışardan gelen saldırıları zamanında algılayabiliyor. Koruma önlemlerini hızla gerçekleştirip, zarar gören kısımları hızla geri almak için senaryolarını hazır tutuyor. Böylece içten ya da dıştan gelebilecek tüm teknolojik ve siber saldırılara karşı kendilerini koruyabiliyor, adeta teknolojik açıdan bağışıklık sistemlerini güçlendiriyor.

Yedeklilik ve önceden hazırlıkla sağlanan hızlı iyileşme süreci

Tüm ihtimallerin yanı sıra önemli şirket verilerinin ve uygulamalarının da ikizi olmalı ve içeriden veya dışarıdan gelebilecek siber saldırılarda hızlı kurtarma mümkün hale gelmeli. Böylece saldırı ne kadar zorlayıcı olsa da plan uygulamaya sokulur, yaralar hızla sarılarak işletme hayatına kaldığı yerden en az kesintiyle devam edebilir.

Özetle, biz insanların yaklaşık ömürleri belli ve gençleşmek adına yapabileceklerimiz de bu yapılanların toplam ömrümüze etkisi de oldukça sınırlı.  Şirketler de bizlere benzer bir yaşamsal döngüye sahiptirler, yanlış stratejiler ya da farklı nedenlerle yaşlanıp iflas ederler, eninde sonunda her şirket ölümü deneyimleyecektir. Ancak insandan çok farklı olarak, şirketin yaşam süresini belirlemek ve  şirketleri yeniden büyüme çağına geri çekmek doğru stratejilerle mümkün. Çevik şirketler bugünün dünyasında yaşanan hızlı değişimlere reaktif de olsa hızla tepki veriyor ve uyum sağlıyor, bunun da ötesinde bazı şirketler proaktif yaklaşım ve öngörülerle trendleri belirleyebiliyor. Ve bunlar sadece, yeni teknolojilerin getirilerini erkenden gören ve bu teknolojileri hayatlarına entegre ederek gençleşen şirketlerce yapılabiliyor.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları businessworldglobal.com'a aittir, haberleri kopyalamayınız.