Umut Çelik / Business World Global Yazı İşleri Müdürü
Türkiye Paris 2024 olimpiyatlarını 3 gümüş 5 bronz ile tamamladı. Toplamda 8 madalya ve altın yok! Ülke sıralamalarında savaşta olanların da altında kalarak 64. sırada bitirdik.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sporcular ve antrenörlerine yeterince tesis ve imkan sağladığını biliyoruz. Bu kadar imkan ve harcamaya rağmen nedir bu başarısızlık?
Olimpiyatta beklenen madalyalar gelmemişse yine o branşların federasyonuna okları çevirmeliyiz. Olimpiyat senesi olduğu içi 2-3 kat bütçe alan federasyonların başkanları, şapkaları önünüze koymanızın vakti gelmedi mi? Yoksa işine geldiğinde özerk, gelmediğinde bakanlığa bağlıyız diyerek henüz görev süresinde 1 yılı yeni doldurmuş bakana ihaleyi bırakmaya çalışmaya devam mı?
Ben bu başarısızlığın asıl suçlusunun federasyonlar olduğunu düşünüyorum. Yönetimler ve altındaki tüm çalışanlar kıraathane ortamı gibi yönetiliyor. Bütçelerin yanlış yönetilmesi ve o branş ile alakasız insanların yönetime alınması gelişmiş ülkelerde görülmeyecek derecede skandal olaylardır. Gri pasaport ve silah ruhsatı almak için bu çocukları yakmaya ve bizi rezil etmeye değer miydi?
Bütün sporcuların emeğine şapka çıkarıyor ve alkışlıyorum. Fakat bu büyük başarısızlık asla unutulmayacak. Liyakatın olmadığı ülkede başarıdan da söz edilemez zaten ama insan bir umut bekliyor, heyecanlanmak, sevinmek istiyor. Bu başarısızlığı sorgulayacak veya bunun için çalışma yapacak bir üst akıl da mevcut olmadığından ötürü gelene gidene tur atlatmaya devam ederiz.
Her şey eğitim sisteminin çürümüşlüğüyle alakalı. Büyük bir genç nüfusun potansiyelini heba ediyoruz resmen. Üstelik sistemi düzeltmek ve başarılı sporcular yetiştirmek için çok zor ve masraflı şeylere de gerek yok.
Yusuf Dikeç bile çıktı bu torpile liyakatsizliğe isyan etti televizyonda.
Pozitif yönden bakarsak tüm dünya Yusuf Dikeç’i konuştuğu için tarihimizin en ‘etkileşimli’ olimpiyat oyunları olmuştur. Yusuf Dikeç’in yaptığı tanıtım adını bilmediğimiz sporlarda alınacak zibilyon madalyadan daha değerli.
Olimpiyatlarda milli marşımız okunmamıştır, bu durumu en son 1984 yılı olimpiyatlarında yaşamışız.
Asteriks ve Oburiks’ten ilham alınan Team Türkiye kıyafetleri ile 7’den 70’e herkesin gözünü kanatan Vakko’yu da unutmadık.
Kendisine en büyük rakip olan TEMU’yu kapattırmakla meşgul olan, en büyük tekel Trendyol yüzlerce adam götürdü Paris’e, milyonlarca dolar para harcadı. Bari birkaç tane altın madalya siparişi verseydik.
Türkiye kafilesi olimpiyatlarda bronz almaktan koca bir Eda Taşpınar oldu. Ayrıca 101 sporcu yerine Okey’de 101 oynayan ustaları göndersek daha başarılı olurduk. En azından çift açar madalya alırlardı!