Umut Çelik / Business World Global Yazı İşleri Müdürü
İhracatçılar Özal’dan bugüne kadar milletin kamburu oldular. 40 senede bir tane büyük firma çıkarmadılar, fason üretim yaparak kolay paranın peşindeydiler. İyice bedavacı oldular, çoğu işleri ya vergiden muaf ya vergi mahsubu alıyorlar.
Başta teşviklere doymayan bir takım ihracatçılar ‘bence ülkeyi batıran, milleti fakirliğe sürükleyen ekip’ olmak üzere son zamanlarda tüm patronların ekonomik şartlardan yakındığını hayretlerle izliyoruz.
Dolar 5 lira iken 10 lira olsun, Çin’e rakip olacağız, şöyle mal satacağız, Avrupa’nın böyle en büyük üreticisi olacağız diyorlardı, dolar 10 lira oldu. Sonra aynı argümanlarla dolar 20 olsun, şöyle uçarız, böyle kaçarız dediler, dolar şimdi 34 oldu ve hâlâ sıfır finansal okuryazarlıkları ve tamamıyla kendi menfaatlerine odaklı bir şekilde dolar 40 olsun diyorlar. Size dolar 100 lira da olsa kurtarmaz.
Bu ülkede döviz kurunun yükselmesi bir tek ihracatçının işine yarar. Türkiye cari açığını yabancı kaynakla çözebilme yeteneğini kaybettiği günden beri ihracatçılarının şımarttığını görüyoruz, bu sağlıklı bir yöntem değil. İhracat yapan adam ayrıcalıklı değil. Döviz kuru arttığı zaman enflasyon artıyor, enflasyon arttığı zaman maaş zamları artıyor, yılda bir değil iki sefer maaş zammı vermek zorunda kalıyorsunuz.
İhracatçının derdi Türk Lirası’nı değersizleştirip işçinin emekçinin hakkından gasp edip fiyatlarımı biraz daha düşürürüm şeklindeydi. Uzak Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile biraz daha rekabetim artar düşüncesi de tamamen çöktü. O şirketler Mısır gibi ülkelere kaçtılar.
Bazı patronlar lüks yaşasın diye bu millet bedel ödemeye alıştı nasıl olsa. Biraz da siz ödeyin yahu! Mesela sigortasız yabancı uyruklu işçi çalıştırmaktan vazgeçip işsizlere istihdam mı sağlayacaksınız? Gelirlerinizi düzgün bir şekilde beyan edip verginizi düzenli mi ödeyeceksiniz? Hükümetlerin vergi borçlarınıza af çıkarmasını talep etmeyecek vergi kaçırma veya vergiden kaçınma yollarından vaz mı geçeceksiniz? Geçiniz bunları.
Bu ülkenin kanını emen bunlar işte, faiz lobisinden bile tehlikeliler. Devamlı kur artsın istiyorlar, ne hikmetse başka ülke ihracatçılarının bu uyanıklıktan haberi yok. Yapmayın, ihracat yapmayın, bıktık sizin döviz düşük hikayenizden. Bunu isteyenlere sesleniyorum siz ve sizin gibiler yüzünden bilmem kaçıncı dünya ülkesinin parasından bile değersizleşti paramız. Gurbetçiler size duacı ama biz her yurt dışına çıktığımızda bedduacıyız.
İhracatçılarımız, katma değeri yüksek ürünler üretmek yerine AB ve ABD’nin fasoncusu olduğundan, dövizin anlamsız artışı halk için daha fazla fakirleşmek anlamına geliyor.
İyi güzel paralar kazanırken bizimle mi yediler? Hayır tabii ki. 2008’deki ‘teğet geçen’ dünya ekonomik krizinde ülkeye giren dövizi betona yatıranları unutmayın. Kazanırken kapitalist, kaybedince komünist olan bu zihniyeti asla affetmeyin.