Umut Çelik / umut@businessworldglobal.com
Jeotermal enerji kaynağı bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden olan Türkiye, kendi enerji potansiyelini değerlendirmeye yönelik hızla ilerliyor. GEO Energy Holding CEO’su Selçuk Ilıkcan jeotermal enerjinin Türkiye’nin petrolü olduğunu belirterek, “Dünya geleneksel hidro jeotermal sistemlerin yanında yeni nesil gelişmiş jeotermal sistemlerine hızla geçiş yapıyor. Biz, küçük yatırımcıların da katılabileceği yenilikçi modeller ile ülkemizin hem hidro jeotermal hem de gelişmiş jeotermal potansiyelini ekonomiye daha hızlı kazandırarak Türkiye’nin temiz ve sürdürülebilir gelecek hedefine katkıda bulunuyoruz” dedi.
“Fosil yakıtların ikamesi arayışında özellikle Ukrayna savaşı sonrası tüm dünyada Jeotermal sistemlere ilgi ve yatırım çok arttı. Gelecek on yılda geleneksel Jeotermal sistemlerinin coğrafyaya olan bağımlılığının kaldırılması, teknik risklerin azaltılması, yatırım maliyetlerinin düşürülmesi, izin ve ruhsat süreçlerinin kolaylaştırılması ve hızlandırılması, ekolojik ve sosyal tüm paydaşlara daha fazla hassasiyet gösterilmesi ve nihayetinde jeotermalin enerji ve doğrudan kullanım alanlarının arttırılması ve yaygınlaştırılmasını hedefleyen çok heyecanlı bir dönem yaşayacağız. Biz de Geo Energy Holding ortakları olarak, sahip olduğumuz teknik, finansal ve organizasyonel bilgi birikimi ve deneyimli kadrolarımız ile bu süreçte hem Türkiye’nin zengin potansiyelini yenilikçi yatırım modelleri ile hızla ekonomiye kazandırmak, hem de yurtdışında öncü bir sektör aktörü olmak için var gücümüzle çalışıyoruz.” diye konuşan Geo Energy Holding Ceo’su Selçuk Ilıkcan; “Bu itibarla Jeotermal enerji Dünya’nın enerji geleceğini şekillendirecek önemli bir kaynak olarak öne çıkıyor. Türkiye ise sahip olduğu potansiyel ile istisnai bir noktada duruyor. Bilindiği gibi Türkiye jeotermal kapasitesini 2010’dan itibaren 10 yılda yapılan yatırımlarla 30 megavattan yaklaşık 1.700 megavata kadar çıkardı. Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması (YEKDEM) programı çerçevesinde jeotermal yatırımların dolar bazlı yatırım imkanına ulaşması neticesinde jeotermal alanında dünya genelinde en büyük sıçramayı Türkiye yaptı. Bu sıçrama ile birlikte Türkiye’de 65 jeotermal santral ve 27 sektör oyuncusu oluştu. Simav, İzmir, Dikili, Afyon gibi jeotermal sahaların bulunduğu bölgelerde yaklaşık 158 bin ev jeotermal enerji ile ısınıyor. Şimdi aynı sıçramayı bu defa daha büyük hedeflerle tekrarlamanın zamanı” diye ekledi.
Yeni Nesil Jeotermal Enerji: “Her Yerde, Her Daim Emre Amade Tükenmeyen Enerji Kaynağı”
Yeni nesil Jeotermal Enerji yaklaşımının temelinde, nerede olursa olsun dünyanın çekirdeğinden kaynaklanan ısıya uygun maliyetle erişerek sürdürülebilir bir kaynak oluşturma çabası yatıyor. Çünkü yeryüzeyine çıkarabildiğiniz ısı 150 dereceyi geçtiğinde yeni teknolojilerle hidrojen üretimi, aynı zamanda 90 derecenin üstündeki ısılarda elektrik üretimi, 60 derecenin üstünde endüstriyel kurutma, 45-50 dereceden başlayan sıcaklıklarda gıda kurutması, jeotermal kaynağın ısısını 35-40 dereceye kadar kullanarak sera ısıtması yapılabiliyor. Eğer sıcaklıktan hala faydalanmak istenirse re-enjeksiyon işleminden önce 10 derece sıcaklığa kadar balık yetiştiriciliği yapılabiliyor. Tüm bu işlemler bitikten sonra ısıyı yukarı çıkaran jeotermal veya ikame akışkan yeniden ısınmak üzere kaynağına geri gönderiliyor. Dünya çekirdeği ısı üretmeye devam ettikçe sonsuz bir üretim söz konusu olabiliyor. Tüm bunların yapılabilmesi için teknoloji ve üretimin önünü açacak yeni modellere ihtiyaç var.