ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, mart ayı toplantısında faiz artırımının “uygun olacağını” düşündüklerini ifade etti.

Fed, Başkan Powell, Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi’nde, yarı yıllık Para Politikası Raporu’na ilişkin bugün yapacağı konuşmanın metnini yayımladı.

Konuşmasının başında Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısına değinen Powell, “Çatışma, Ukrayna halkı için büyük zorluklara neden oluyor. ABD ekonomisi üzerindeki etkileri oldukça belirsiz ve durumu yakından izleyeceğiz.” ifadesini kullandı.

Powell, ekonominin geçen yıl aşılamanın, normalleşmenin, maliye ve para politikası desteği ile işletmelerin sağlıklı finansal durumlarının etkisiyle güçlü bir hızla genişlediğini belirterek, Omicron varyantının hızlı yayılmasının bu yılın başında ekonomik faaliyette bir miktar yavaşlamaya yol açtığını ancak ocak ayı ortasından bu yana vakaların keskin bir şekilde düşmesiyle yavaşlamanın kısa sürdüğünü kaydetti.

“Ücretler uzun yıllardan bu yana hızlı şekilde artıyor”

İş gücü piyasasının son derece sıkı olduğuna dikkati çeken Powell, işsizlik oranının geçen yıla göre önemli ölçüde azaldığını, iş gücü talebinin çok güçlü olduğunu ve iş gücüne katılım hızlanırken iş gücü arzının baskı altında kaldığını aktardı.

Powell, “İşverenler açık pozisyonları doldurmakta zorlanıyor, benzeri görülmemiş sayıda işçi yeni işler için işten ayrılıyor ve ücretler uzun yıllardan bu yana en hızlı şekilde artıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Enflasyonun geçen yıl keskin bir şekilde arttığına da işaret eden Powell, şu anda bankanın uzun vadeli yüzde 2 hedefinin oldukça üzerinde seyrettiğini kaydetti.

Powell, arz kesintilerinin beklenenden daha uzun sürdüğünü, salgınla şiddetlendiğini ve fiyat artışlarının artık daha geniş bir mal ve hizmet yelpazesine yayıldığını bildirdi.

Enflasyonda bu yıl düşüş beklentisi

Yüksek enflasyonun, özellikle gıda, barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçların daha yüksek maliyetlerini karşılayamayanlar üzerinde önemli zorluklar yarattığının farkında olduklarını belirten Powell, “Güçlü bir iş gücü piyasasını desteklemek için yapabileceğimiz en iyi şeyin uzun bir genişlemeyi teşvik etmek olduğunu biliyoruz ve bu ancak fiyat istikrarı ortamında mümkün.” ifadesini kullandı.

Powell, gelen ekonomik verileri izlemeye devam edeceklerini ve hedeflere ulaşılmasını engelleyebilecek riskleri yönetmek için para politikası duruşunu uygun şekilde ayarlayacaklarını vurguladı.

İş gücü piyasası koşulları, enflasyon baskıları ve enflasyon beklentileri ile finansal ve uluslararası gelişmeler dahil olmak üzere çok çeşitli bilgileri dikkate alacaklarının altını çizen Powell, “Mali desteğin azalan etkileri ve para politikası desteğinin kaldırılması nedeniyle arz kısıtları hafifledikçe ve talep ılımlı hale geldikçe enflasyonun yıl boyunca düşmesini bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Politika desteğini kaldırma süreci bilançoda küçülmeyi de içerecek

Powell, enflasyon beklentileri ve enflasyon üzerinde bir dizi faktörden kaynaklanan olası yukarı yönlü baskı risklerine karşı dikkatli olduklarını vurgulayarak, sürdürülebilir bir büyümeyi ve güçlü bir iş gücü piyasasını teşvik ederken daha yüksek enflasyonun kalıcı hale gelmesini önlemek için politika araçlarını uygun şekilde kullanacaklarını kaydetti.

Para politikasının gelişen ekonomik ortama uyum sağladığını ve sağlamaya da devam edeceğini aktaran Powell, “Net varlık alımlarımızı aşamalı olarak kaldırdık. Yüzde 2’nin oldukça üzerindeki enflasyon ve güçlü iş gücü piyasası ile bu ayki toplantımızda federal fon oranı hedef aralığını yükseltmenin uygun olacağını düşünüyoruz.” ifadesini kullandı.

Powell, mevcut koşullarda politika desteğini kaldırma sürecinin hem faiz artışlarını hem de Fed’in bilançosunun boyutunda azalmayı içereceğini belirtti. Bilançonun küçültülmesine faiz artırım süreci başladıktan sonra başlayacağına işaret eden Powell, yeniden yatırım ayarlamalarıyla öngörülebilir bir şekilde ilerleyeceğini ifade etti.

“Savaşın ABD ekonomisi üzerindeki etkileri belirsiz”

Ukrayna’ya yönelik saldırı, devam eden savaş, yaptırımlar ve gelecek olayların ABD ekonomisi üzerindeki kısa vadeli etkilerinin belirsizliğini koruduğunu vurgulayan Powell, bu ortamda uygun para politikasını belirlemenin ekonominin beklenmedik şekillerde geliştiğini kabul etmeyi gerektirdiğini kaydetti.

Powell, gelen verilere ve gelişen görünüme yanıt vermede “atik” olmalarının gerekeceğini ifade etti.

Faiz artışında “esnek olunacağı” vurgusu

ABD ekonomisinin çok güçlü olduğunu vurgulayan Powell, iş gücü piyasasının son derece sıkı, enflasyonun ise hedefin oldukça üzerinde seyrettiğini kaydetti.

Powell, gelecek aylarda faiz artışında esnek olacaklarını belirterek, asla “otomatik pilotta” olmadıklarını ifade etti.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısından önce Fed’in mart ayında faiz oranlarını yükseltmeyi planladığını aktaran Powell, Ukrayna’daki gelişmeler ışığında temkinli bir şekilde ilerleyeceklerini dile getirdi. Powell, “Bu olayların ekonomik etkileri oldukça belirsiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Mart toplantısında faiz artışının uygun olacağını düşündüğünü yineleyen Powell, “25 baz puanlık faiz artışını desteklemek için öneride bulunma eğilimindeyim.” dedi.

Powell, mart toplantısında Fed’in bilançosunu küçültmeye yönelik plan üzerinde de ilerleme kaydedilmesinin beklendiğini kaydetti.

“Enflasyon yüksek kalmaya devam ederse daha agresif hareket etmeye hazır oluruz”

Enflasyonun bu yıl zirve yapacağına ve ardından düşmeye başlayacağına inandıklarına işaret eden Powell, enflasyonun yüksek kalmaya devam etmesi halinde ise bir veya birden fazla toplantıda 25 baz puanın üzerine çıkarak daha agresif hareket etmeye hazır olacaklarını dile getirdi.

Powell, Rusya-Ukrayna savaşının faiz görünümünü nasıl etkileyeceğinin henüz belli olmadığını belirterek, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Fed’in tetikte olması gerektiğini ifade etti.

Fed Başkanı Powell, ABD’nin finansal sisteminin Ukrayna’daki savaş ile başa çıkmak için yeterince güçlü olduğunu vurguladı.

Yaptırımların Rusya üzerindeki uzun vadeli etkilerini tahmin etmenin zor olduğunu kaydeden Powell, Rusya’ya yönelik yaptırımların ABD ekonomisi üzerinde doğrudan bir etkisi olmayacağını, ABD ekonomisinin Rusya ile çok az ilişkisi olduğunu ifade etti.