Umut Çelik / [email protected]

1986’dan bu yana Türkiye’nin teknolojik olarak bağımsızlaşması amacıyla yerli ve milli üretimden yana çalışan Baykar, geçtiğimiz 35 yıl içinde Türkiye’de savunma ve havacılık alanında dönüşüm yaratacak bir ivmenin öncüsü haline geldi. 

Baykar’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine giren ve yurt dışına ihraç edilen savunma teknolojilerinin başarısında da sürekli üretim ve geliştirme kültürü öncü rol oynuyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan tescilli Baykar Ar-Ge Merkezi’nde havacılık arenasında paradigma dönüşümü sağlayacak ileri teknolojileri milli ve özgün olarak tasarlamaya odaklanıyor. Sonuç odaklı düşünen ve motivasyonu yüksek ekip ruhu; Ar-Ge ve üretim süreçlerinin iç içe geçmesiyle yeni teknolojilerin dinamik bir şekilde uygulanmasını sağlıyor. Tasarlamak, yapmak ve üretmek kadar; askeriyle, sanayicisiyle ve toplumun tüm katmanları tarafından insansız ve otonom teknolojilerin sahiplenilmesi için çalışmalarını sürdürüyor.

YERLİLİK ORANI YÜZDE 93

Kendi finanse ettiği Ar-Ge faaliyetleriyle Türk havacılık ve savunma tarihinde ilklere imza atan ve Türkiye’de yüzde 93 yerlilik oranına ulaşan Baykar, İnsansız Hava Araçları alanında dünya çapında en ileri teknolojik sistemleri geliştirmeye devam ediyor.

ÖZDEMİR BAYRAKTAR TEKNOLOJİ MERKEZİ GÖZ DOLDURUYOR

Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, geçtiğimiz aylarda Baykar’ın yüksek teknolojiye sahip İHA platformlarını milli ve özgün olarak geliştirdiği, Özdemir Bayraktar Milli Teknoloji Merkezi’ne ait görüntüleri sosyal medya hesabında paylaşmıştı. Dünyanın en nitelikli sosyal donatılarına sahip olan tesis, 200 bin metrekare arsa üzerine kurulu. Ar-Ge ve Tasarım Merkezi, üretim, mekanik ve elektronik entegrasyon fazlarını tek bir yerde buluşturan modern tesis, sektöre öncülük ediyor. Tesisin 58 bin metrekarelik modern Ar-Ge ve tasarım merkezinde, 13 farklı mühendislik disiplini bir arada çalışarak yenilikçi teknolojiler ve ürünler geliştiriliyor. 100 bin metrekare kapalı alanda kurulu üretim ve entegrasyon tesisleri sayesinde ürünlerin üretimi ve geliştirilmesi aynı yerde gerçekleştiriliyor.

“TEK KURUŞ AR-GE DESTEĞİ ALMADAN BU TARZ BİR SAVUNMA SANAYİ ŞİRKETİ BULMANIZ ÇOK ZORDUR”

Baykar’ın son 20 yılda insansız hava araçlarındaki geçmişini anlatan Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB2 SİHA’ların kendi sınıfında bütün dünyaya açık ara nam saldığını ve şu anda 28 ülkeyle dünyanın en fazla ülkeye ihraç edilen ve en fazla muharebede bulunmuş silahlı insansız hava aracı olduğunu kaydetti. Selçuk Bayraktar, Baykar olarak 15 yılda kendi sınıfında dünyanın en iyisi denilebilecek uçakları yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:

“Bayraktar bir anlamda dünya tarihine damgasını vurdu. Karabağ’da SİHA’larla kazanılan ilk savaşı Türk orduları kazandı. 28 ülkeye ihraç edildi. Tek kuruş AR-GE desteği, kredi almadan 20 yıllık serüvende ki dünyada da bu tarz bir savunma sanayi şirketi bulmanız çok zordur. Bırakın onu, teknoloji şirketi bulmanız dahi zor. Başlangıçtan bugüne gelirimizin yüzde 75’inin ihracattan olmasını sağlayan bir platform. Son yıllarda özellikle SİHA olduğu dönemden itibaren, 2015’ten itibaren bu oran adım adım arttı. Geçtiğimiz yıl yüzde 99,3’tü gelirlerimizdeki ihracatın payı ve tek başına tüm savunma sanayindeki ihracatın dörtte birini yapmış olduk.”

“TÜRKİYE’DE YÜKSEK TEKNOLOJİK SAVUNMA SANAYİ OLDUĞUNU DÜNYA BİLİYOR

Savunma sanayi sektörünün yeniden bağımsızlaşma hareketinin olduğunu aktaran Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar “20 sene öncesinde yüzde 85’lere varan distribütörlerin, acentelerin oluşturduğu ve devletin kurduğu kurumlar vardı. Özel sektör çok azdı. Biz insansız hava aracı yapıyoruz, çalışıyoruz dediğimizde, böyle bir şeyin Türkiye’den çıkabileceğine olan inanç sıfırdı yani öğrenilmiş çaresizlik vardı. Dünyanın jandarmalığına soyunacak değiliz ama kendimizi onurlu ve şerefli bir şekilde yer yüzünde var olabilmek için kapasiteye sahip olmamız gerekiyor. Bu da ancak kendi teknolojini geliştirdiğinde mümkün oluyor diğer türlü bugün veririm ama yarın keserim diyor. Türkiye’nin 20 sene önce böyle bir ivmesi yoktu. Savunma sanayinde her alanda başarılı mı bunu söyleyemem ama Türkiye’nin iyi bir ivmesi var. Bütün dünya bunu görüyor böyle devam ederse çok iyi bir yere gelir. Teknoloji geliştiremeyen, bilimle bağını koparmış medeniyetlerin ve ülkelerin başına neler geldiğini görmek çok zor değil. Şunu söyleyebilirim ki savunma sanayii iyi bir ivme yakaladı buradaki başarı sivil alana taşınacak olursa ülkemiz ve medeniyetimiz iddialı bir noktaya gelebilir. İyi bir yere gidiyoruz, iyi bir ivmemiz var. Türkiye’den yüksek teknolojik savunma sanayi ürünü çıkabiliyor artık bunu bütün dünya biliyor” diyerek sözlerini tamamladı.